Büyük kısmı Balıkesir topraklarında yer alan Kaz Dağları, bitki ve hayvan zenginliği, milli parkı ve eşsiz doğal güzellikleriyle büyülü bir doğal alandır. Dünyanın en yüksek oksijen oranına sahip olan bölge, gezginlerin, seyahat severlerin ve macera arayanların yılın her günü buluşabildikleri, gezip doğal güzelliklerinden faydalandıkları ve doğa sporlarını deneyimledikleri bir coğrafya.
Edremit Körfezi manzarasına sahip Sarıkız Dağı yamaçlarından fışkıran pınarlar, denize doğru yol aldıkça derelere ve şelalelere dönüşüyor. Kızılkeçeli Çayı üzerinde yer alan Sütüven Şelalesi, bu şelalerden en güzeli. Suyun on yedi metreden gürül gürül düştüğü şelale, Zeytinli Köyü’ne dört buçuk kilometre mesafede yer alıyor.
Ziyaretçi sayısının yaz sezonunda 200 bine yaklaştığı şelalenin ismi, tüvleyen yani sıçrayan su anlamına geliyor. Sütüven Şelalesi’nin biraz ilerisinde, doğal bir kayanın havuz haline dönüştüğü yer olan Hasanboğuldu Göleti ise, şahane manzarası ve Hasanboğuldu öyküsünün yaygınlaşmasıyla her geçen gün daha fazla ilgi görüyor.
Şelale ve göletin etrafında restoran, büfe tarzı yerler bulunuyor. Burada yemyeşil bir çevrede suyun sesini dinleyerek yürüyüş yapabilir, çevreyi keşfe çıkabilir ve köylülerin kurduğu küçük tezgâhlardan yöresel ürünler alabilirsiniz. Sütüven Şelalesi’nden Hasanboğuldu’ya yürürken, Romalılardan kaldığı söylenen su kemerlerinin sütunları sol tarafta görülebilir.
Efsanesiyle filmlere bile konu olan ve doğa tutkunlarının mutlaka görmesi gereken yerlerden olan Hasan Boğuldu Göleti’nin hikâyesi şöyle: Obalı Emine ile ovalı Hasan’ın aşkının evlilikle sonuçlanması için Emine’nin ailesi bir şart koşar. Ovalı olan Hasan’ın oba yaşamına uyum sağlayabileceğini kanıtlaması için 40 okkalık tuz çuvalını dağın üzerinden aşarak obaya getirmesi gerekir.
Ancak Hasan’ın gücü tükenir, ertesi sabah suda Hasan’a verdiği yazmayı bulan Emine ise, kendini aynı yazmayla suyun başındaki çınara asar. 1990’da Hülya Avşar ve Yalçın Dümer’in oynadığı filme de konu olan olaydan bu yana, gölet Hasanboğuldu, çınar ise Emine Çınarı olarak anılıyor.